Merhaba |
Merhaba Son Liman olan “Adalet Limanına” Demirleyenler.
Sizlerle buluşacak olmanın heyecanı ile konularımı belirlerken de çok zorlandım. Ama önce “SEVGİ” dedim. Dedim ki o olmadan hayatımızın bir yanının eksik olacağını düşündüm.Bu nedenle de “SEVGİ SANATI “konulu çalışmamla başlamak istedim sizlerle buluşmaya…
“Heybemizde” ne varsa sizlerle paylaşmaya….
Bize ne oldu da sevgi fakiri olduk ?
Oysa gerek dinimiz, gerek örf ve adetlerimiz, gerekse ahlaki değer yargılarımız, sevgi ve saygı üzerine kurulmuştur. Atalarımız ormana ağaç kesmeye giderken diğer ağaçlar ürkmesin, üzülmesin diye baltasının ağzını bir bezle bağlar veya kapatırdı. Oysa şimdi baltamızı ve bıçağımızı insanları boğazlamak için taşıyoruz, yada artık arabamıza “arabada bebek var” yerine “arabada sopa var” levhasıyla dolaşır hale geldik. Hangi değerlerimiz erozyona uğradı ve nasıl bu hale geldik. Gün geçmiyor ki televizyonlarda ve basında bir çocuğun ya da bir kadının cinsel istismara uğradığı ya da öldürüldüğü haber geçmesin. Kızılca kıyamet bir vahşetle birlikte toplum olarak sürükleniyoruz. Nerede duracağımızı ya da durdurulacağımızı bilmeden birbirimizi boğazlayarak yaşıyoruz ve sıranın, bir gün bize geleceği endişesi ile hayatımızı idame ettiriyoruz. Şunu unutmayalım ki; insan bozulunca kainat bozulur, insan kirlenince kainatta kirlenir. Suçu başka yerlerde aramaya gerek yok.
Eğer okullarda bize iktisatın tarifi “sınırlı doğa karşısında sınırsız insan ihtiyaçlarının giderilmesinin tatmininin planlanması bilimidir” şeklinde tarif edilmiş ve öğretilmiş ise işte sonucu bu yaşadığımız dünya düzeni olmaktadır. Sevgi hayat denen ya da ömür denen bineğimizin yakıtıdır. Yakıt deposuna sevgiyi doldurmazsak sonuç hüsranla bitmektedir. Bu nedenle sevgi de cömert olmalıyız.