ABD’nin Vermont eyaletindeki federal mahkeme, Tufts Üniversitesi’nde doktora eğitimine devam eden Türk vatandaşı Rümeysa Öztürk’ün serbest bırakılmasına karar verdi. Yargıç William Sessions, Öztürk’ün ifade özgürlüğü kapsamında yaptığı bir açıklama nedeniyle gözaltına alınmasının anayasal haklara aykırı olduğuna hükmetti.
Geçtiğimiz yıl üniversite gazetesinde yayımlanan ve İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına karşı okul yönetiminin sessizliğini eleştiren yazısı nedeniyle hedef alınan Öztürk, kararla birlikte Louisiana’daki göçmen gözaltı merkezinden avukatları eşliğinde tahliye edildi.
Elektronik Kelepçe Talebi Reddedildi
Öztürk’ün avukatlarından Mahsa Khanbabai, yaptığı açıklamada “Müvekkilim hiçbir kısıtlama olmadan özgür. Son anda elektronik kelepçe dayatılmak istendi, ancak mahkeme bu baskıyı da geri çevirdi,” dedi. Öztürk’ün, kısa süre içinde Massachusetts’e dönmesi bekleniyor.
Destekçilerden Karara Sevinçli Tepki
Öztürk’ün serbest bırakılması, akademik çevreler ve hak savunucuları tarafından sevinçle karşılandı. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) Massachusetts Hukuk Direktörü Jessie Rossman, “Bugün verilen karar, haftalardır dile getirdiğimiz gerçeği teyit ediyor: Rümeysa Öztürk’ün bir gün bile gözaltında tutulması kabul edilemezdi,” ifadelerini kullandı.
Ne Olmuştu?
Fulbright bursiyeri olan Rümeysa Öztürk, Tufts Üniversitesi’nde doktora eğitimini sürdürürken 25 Mart’ta Massachusetts’teki evinden iftara gitmek üzere çıktığı sırada Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) ajanları tarafından gözaltına alınmıştı. Aynı gün içinde Vermont’a, ardından da Louisiana’daki gözaltı merkezine transfer edilmişti.
ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Öztürk’ü Hamas yanlısı faaliyetlerde bulunmakla suçlamış; Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve sınır dışı işlemlerinin başlatıldığını açıklamıştı. Ancak mahkeme, sınır dışı kararının uygulanmasını durdurmuştu.

Filistin’e Destek Yazısı Nedeniyle Hedef Alınmıştı
Mart 2024’te Tufts Üniversitesi gazetesinde yayımlanan ortak makalede Öztürk ve diğer öğrenciler, okul yönetiminin Filistin’e yönelik tutumunu eleştirmiş, İsrail ile ilişkilerin kesilmesini ve “Filistin halkına yönelik soykırımın tanınmasını” talep etmişti.