Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan |
Sevgili Sözleşmeli Memur arkadaşlarım; Bu kadro neden bir türlü gelmiyor?
Yazıma başlamadan önce meslek ayrımı yapmadığımı ancak sürecin özellikle neden sözleşmeli öğretmenler üzerinden yürüdüğünü anlatmak istiyorum.
Devlet ihtiyaç olan bölgelere öğretmen gönderebilmek için 4+2 sistemi getirdi. Bakın süresiz sözleşmeli modeli değil 4+2 sistemi. İsteseydi süresiz sözleşmeli de yapabilirdi. Neden yapmadığına gelirsek.
1-) Kamu çalışanları arasında, meslek grubu olarak en fazla sayı öğretmenlerde olması.
Bu ne demek?
Daha fazla seçmen ve sendikal açıdan daha fazla üye demek. Direk sözleşmeli yapmak demek büyük tepki çekmek demek….
2-) Diğer yandan sözleşmeli öğretmenler mizaçları gereği örgütlü bir grup. Tuttuklarını koparıyorlar yani. Meclisi aşındırıyorlar. Tv kanalları ile sadece sanal ortamdan değil ayrıca spikerle fiziki temas kuruyorlar. Meydanlarda yasal izni alıp eylem yapıyorlar. Sosyal medyada etkinlikleri katılım oranları çok yüksek. Yani örümcek ağı gibi her yerdeler. Bunları eleştirmek için söylemiyorum. Aksine başarılarını takdir ettiğimi ifade etmek istiyorum.
Şimdi gelelim diğer sözleşmelilere…
Sayısal olarak ikinci en büyük ve özellikle doğu bölgelerinde ihtiyaç duyulan meslek sağlıkçılar. Hemen ardından onlara da 4+2 geliverdi. Daha sonra da diyanet işleri.
Şimdi sözleşmeli öğretmenlerin çabalarıyla yine onlar için 3+1 gündemde. Helali hoş olsun. Büyük katılım sağlayıp, örgütlenip yine istediklerini aldılar. Tebrik ederiz.
Şimdi en önemli püf noktaya geldik. Sözleşmeli öğretmenlerin sayısı kadar diğer sözleşmeliler var.
Peki diğer sözleşmeliler neden bir hak elde edemiyor?
Yukarıdaki yazının tamamını okuyup geldiyseniz aslında hiç bir şey anlatmaya gerek yok. Ama ben yine de anlatayım. Neden biliyor musunuz? Diğer sözleşmeliler arasında arasında bir avuç insan (100-200 kişi) çaba veriyor ve diğerleri 6 yıldır, hala seyredip taşın altına elini koymadığı için gelmiyor. Sözleşmelilerin yarısı, diğer sözleşmelilerden oluştuğu halde; pasif bir şekilde bekleyerek kadronun kucaklarına düşeceği gafleti ile arafta yaşamayı tercih ediyor.
Sözleşmeli öğretmenlerden farkınız; sayınız yakın olsa da onlar kadar başarmaya olan inancınızın olmamasından kaynaklanıyor. Birileri nasıl olsa çabalıyor, ben çabalamasam da olur kafasından kaynaklanıyor. Sözleşmeli arkadaşının ocağına ateş düşmüş olmasına rağmen, ben rahatım diyip yarın sıra kendisine geleceğinden habersiz ve bilinçiz olmasından kaynaklanıyor. Yani kısacası ön görüsüzlükten kaynaklanıyor.
2011 ve 2013’te kadronun kendiliğinden geldiğine inan insanlar var… Sözleşmeli öğretmenler olmasaydı, hala sözleşmeli kalıyor olacaklardı.
Bir kapı düşünün. Bu kapı çelikten ve çok sağlam bir kapı. Kapının önünde yüz binler var.Hepsi birden yüklense kapıyı kırıp geçecekler. Ama yüz binler; yüzer yüzer adam gönderiyor. Yorulan yüz kişi kenara çekiliyor. Yerine bir yüz kişi daha geliyor. Sonu gelmeyen kısır döngü. 6 yıldır yüzler geldi, yoruldu, yerine yeni yüzler geldi. Neden herkes yüz binler olup yüklenemiyoruz? Bu sorunun cevabı bütün çıplaklığı ile ortada. Sözleşmeli öğretmenler binlerle mücadele ediyor, diğer sözleşmeliler yüzlerle.
Her bir sözleşmeli arkadaşımız okusun ve ona göre duruşunu bir kez daha gözden geçirsin.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan…
300 bin tüm sözleşmeli memurların; şartsız bir şekilde, direk kadroya kavuşması dileğiyle…
657/4B LİLER UNUTULDU.ne zaman kadroya geçeceğimiz belli değil birine 4+2 diğeri 3+1 KADRO istiyoruz.adalet istiyoruz.!!!!