Soru ve Cevaplarla Basın Yayın Yoluyla Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma Suçu |
Gerek kanun çalışmaları sırasında gerekse de yaklaşık bir yıl kadar önce yürürlüğe girdiğinden bu yana kamuoyunda ve basın yayında sıklıkla tartışılan “yalan haber” meselesi nedir? Zaman zaman gerek genel olarak gerekse de bir kısım somut olaylarla gündeme gelmektedir. Soru ve cevaplarla ele alındığında şu vaziyet karşımıza çıkmaktadır:
Kamuoyunda daha çok Dezenformasyon Yasası olarak ifade edilen resmi kaynak olarak 7418 sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da düzenlenmiştir. 14.10.2022 tarihinde TBMM’de kabul edilen kanun, 18.10.2022 tarihli, 31987 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanunla birçok yasada değişiklik veya ilaveler yapılmıştır. Kamuoyunda daha çok basın ve internet-sosyal medya ile ilgili hükümleri ve “yalan haber” diye tabir edilen Türk Ceza Kanunu’na eklenen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna dair 217/A. madde tartışılıyor.
Yasalarda açıkça yazılmamış ise da yerleşik yüksek yargı kararıyla belirlenen kriterlere göre, bir yayının hukuka uygun olabilmesinin dört şart öngörülmüştür. Aslında bunlar aynı zamanda evrensel kriterlerdir:
1- Haber veya yayın gerçek midir?
2- Haber veya yayın güncel midir?
3- Haber veya yayının verilmesinde kamu yararı, kamunun ilgisi var mıdır?
4- Haber veya yayının veriliş biçimi-şekli ile özü-konusu-esası arasında düşünsel bir bağ var mıdır? Bunların cevabı “evet” ise sorun yok demektir. Bu dört unsurun bir arada bulunması gerekir. Bunlardan bir unsurun eksikliği bile haberi veya yayını hukuka aykırı hale getirebilir. Başka bir deyişle, haber veya yayın gerçek ve güncel ise verilmesinde kamu yararı varsa, veriliş biçimi ile özü arasında düşünsel bir bağ varsa bu yayın hukuka uygundur. İşte esas olarak bu kriterlere bakmak gerekir. Bir de şunu karıştırmamak gerekir: Bir yayının, suç teşkil etmesi nedeniyle soruşturma veya kovuşturmaya konu edilmesi ayrı, tazminat yönünden dava açılması ise ayrı hususlardır. Yayın, ceza hukuku yönünden herhangi bir suç unsurunu içermeyebilir. Bu durumda, yani bir suç oluşturmazsa da kişilik haklarını ihlal ediyorsa, taşıması gereken unsurları karşılamıyorsa, yani haksız fiil oluşturuyorsa ilgililerin tazminat istemleri saklıdır. Bir yayının suç olabilmesi, tazminatı gerektirmesine göre daha zordur. Başka bir deyişle, yayınlar, cezai yönden daha zor oluşan yasal şartlara bağlanmıştır.
Bu çerçevede baktığımızda TCK’ya eklenen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna dair 217/A. maddesi daha çok internet-sosyal medya alanında kendini bulabilir. Gazete gibi basılı yayınlarda, televizyonlarda karşımıza çıkmasının istisnai olacağını düşünüyorum. Bu suçun oluşabilmesi için birden fazla ve farklı unsurların bir arada olması gerekir. Basit veya sadece bir iki unsurun oluşmasıyla bu suç oluşturmayacaktır. Bu suçun oluşabilmesi için nelerin bir arada veya hangi kriter ya da unsurların olması gerekir?
1- Öncelikle haber veya yayın gerçeğe aykırı bir bilgi içerecek. Sadece gerçeğe aykırılık yetmez.
2- Bunu yapan kişinin amacı veya kastı kamuoyunu bilgilendirmek olmayacak. Aksine sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak kastıyla-saikiyle hareket etmesi gerekecektir. Bu da yetmez.
3- Ayrıca, yayılan bilgi ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili olacak.
4- Buna ilave olarak bu durum kamu barışını bozmaya elverişli olacak.
5- Ve tüm bunlar alenen yapılacak. Başka bir deyişle, kamuya açık, herkesçe bilinebilen, ortada, isteyen herkesin görebileceği şekilde, besbelli, gizli-saklı olmayan bir durum olacaktır.
Bu unsurlar bir araya gelmişse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasını gerektiren bu suç olacaktır. Eğer fail, gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde bu suçu işlerse cezası yarı oranında artırılacaktır. Yani bu halde bir buçuk ile dört buçuk yıl arasında ceza alabilecektir.
1- Cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi kapsamında genel olarak yani tüm suçlarda uygulanan ve cezanın belirlenmesini düzenleyen 61. Maddesinde göz önünde bulundurulan, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirleyen haller arasında “Failin güttüğü amaç ve saiki” de yer almıştır.
2- Adam öldürmenin nitelikli hali olarak “Töre saikiyle” hareket etmek ağırlatıcı nedendir. (82. Madde)
3- İnsanlığa karşı suçları düzenleyen 77. Maddesinde sayılan fiillerin, “siyasal, felsefi, ırki veya dini ‘saiklerle’ toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi” ibaresi yer almıştır.
3- TCK’nın üçüncü kısımdaki Topluma Karşı Suçların birinci bölümünde yer olan Genel Tehlike Yaratan Suçlar içindeki 170. Maddesiyle düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunda şu ibarelere yer verilmiştir: Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda sayılan davranışlarda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
4- Kamu Barışına Karşı Suçlar arasında yer alan 213. Maddesindeki halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçunda halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
5- Yine Kamu Barışına Karşı Suçlar arasında yer alan Suçu ve suçluyu övme (215. Madde) Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (216. Madde) ile Kanunlara uymamaya tahrik (217. Madde) suçlarında unsur veya ağırlatıcı neden olarak “kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması hâli, tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olması hali” kavramları yer almıştır.
Yukarıda belirlenen kavramlar da kısmen yoruma tabidir. Zamanla Yargıtay tarafından yapılan nitelendirmelerle uygulama birliğine yaklaşılmıştır.
Kaynak: Asım EKREN, Yalan Haber Dezenformasyon-Sansür Yasası ile İfade-Basın Özgürlüğü Uygulamaları İnternet Haber Siteleri, İstanbul, Filiz Kitabevi, 2023
Asım EKREN
Cumhuriyet Savcısı