• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Cumhuriyet Savcısı Dr Cengiz APAYDIN
Cumhuriyet Savcısı Dr Cengiz  APAYDIN
bumailgizlidir@adaletmedya.net
Çocuklar İçin Siyasi Haklar – Düşünceyi İfade Hakkı
  • 19 Eylül 2020 Cumartesi
  • 1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars
  • +
  • -

Çocuklar, hak ve özgürlüklerini bildikleri ölçüde kullanabilirler. Bu da, hukuk ve adalete ilişkin sorunları fark etme ve çözüm yolları üzerine düşünme olanağı sağlar. Bu sürecin bir sonraki aşaması da, çocuklara görüşlerini ifade etme olanağının sağlanmasıdır. Kuşkusuz, çocukların hukuk ve adaletin işleyişi ve kendileriyle ilgili konular üzerine düşüncelerini ifade etme özgürlüğüne sahip olması, genel olarak insan haklarının ve çocuk haklarının güvence altına alınmış olması ölçüsünde mümkündür. Çocuklar, görüşlerini tek başlarına veya toplu olarak söz, yazı ve resimlerle açıklayabilmeli. Açıklama özgürlükleri için gerek okul ortamında gerekse genel olarak toplumsal ortamda buna özgü önlemler alınmalıdır. Bir toplumda çocukları ve gençleri dinlemek, çocuk ve gençlere verilen değerin göstergesidir. Çocukları ve gençleri demokrasinin öznesi durumuna getirmek, yetişkin yurttaşlar kadar çocuk haklarına dayalı çocuk politikasının gereğidir. Düşüncesini ifade etme çocuğun da yurttaşlık görevidir[1].

Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkı vardır; bu hak dinini ya da inancını tek başına veya topluca, açık veya özel olarak öğretme, uygulama, ibadet ve törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir[2]. Ancak insanların bunu yaparken başkalarının tercihlerine ve özgürlüklerine saygı duymaları gerekir. Unutmayalım ki, insanların dinleri ve inançları doğdukları yerlere ve kültürlere göre büyük oranda değişmekte olup, bu farklılıklar insan uygarlığının bir zenginliği olarak kabul edilmelidir. Özellikle çağdaş toplumun değerlerini içeren hukukun, dinler, mezhepler ve ideolojiler üstünde tutulması gerekir. Herkesin doğuştan sahip olduğu temel hak  ve özgürlüklere saygı duyularak insanlarının dinlerini, mezheplerini  özgürce yaşaması, ırklar, milliyetler, dinler, inançlar  ve ideolojiler arasında saygının öğretilerek geliştirilmesi gerekir.  İnsanlar doğuştun birbirlerine düşman olamazlar. Düşmanlık egemenlik savaşları kapsamında egemenliği kullanmak isteyen insanlar tarafından insanlara öğretilerek insanlar birbirlerine düşman yapılmaktadır. İnsanların birbirine düşman yapılması insan uygarlığının gelişmesine zarar vermektedir. İnsanlara düşmanlığı değil, dostluğu öğreterek savaşı değil, barışı özendirmeliyiz. İnsanların birlikte yaşama azim ve kararını geliştirecek özgürlük alanlarını genişletecek duyarlılıkta politikalar üretilmelidir.

Herkesin fikir ve anlatım özgürlüğü hakkı vardır; bu hak, fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın bilgi ve görüşleri her yoldan aramak, almak ve yaymak özgürlüğünü kapsar. “Sen onu yapamazsın.” “Sen bunu söyleyemezsin.” Kim bilir kaç kere biri kalkıp size bunları söylemiştir? Eğer kimsenin kalkıp size böyle şeyler söylemediğini düşünüyorsanız, şanslı biri sayılırsınız. Yüzyıllar boyunca insanların düşündükleri şeyleri ifade etmeleri engellenmişti. Özellikle siyasetçiler,  yazarlar ve sanatçılar bundan çok çektiler; yüzyıllar boyunca farklı görüşler dile getiren kitaplar yakıldı, resimler parçalandı, eserler yasaklandı. Her zaman için insanların diledikleri her şeyi ifade etmelerinden yanayız; ancak düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlandırılıp, sınırlandırılmama konusu bugün de yaygın bir tartışma konusudur[3]. Kanaatimizce bu sınırlama demokratik toplumun gereklerine uygun olarak bağımsız ve tarafsız yargı denetimi ile mümkün olmalıdır.

 

Kaynakça;

[1] Kaboğlu, s. 85.

[2] Hakların İçin Ayağa Kalk, s. 48.

[3] Hakların İçin Ayağa Kalk, s. 50.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

AdaletMedya İnstagram Hesabımız
ads