Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 69 maddelik 7242 sayılı Kanun; TBMM tarafından 14.04.2020 tarihinde kabul edildikten sonra, 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.Tamamı 17 sayfa ve 69 maddeden oluşan bu yeni yasa ile 11 farklı yasada ek ve değişiklikler yapılmıştır. Sayıları değişkenlik göstermekle birlikte, Türkiye’de 449 cezaevi ve 286.000 hükümlü ve tutuklu bulunmaktadır. Bu oldukça ciddi bir rakamdır. Hal böyle olunca da yeni yasanın milyonlarca kişiyi ilgilendirdiği, çok yüksek beklentilere yol açtığı ve toplumsal açıdan büyük önem arz ettiği inkar edilemez bir gerçektir. Ancak milyonlarca kişiyi, aileyi yakından ilgilendiren yeni yasanın beklentileri karşılama noktasında ne yazık ki yetersiz kaldığı da görülmektedir.
Bu yazımızda yeni infaz düzenlemesi ile getirilen yeniliklerin hepsine değinmeyeceğiz. Zira, zaten kanunun tam metni Resmi Gazetede herkes tarafından okunabilir. Biz, başlıklar halinde yeni düzenlemelerin temel olarak hangi konularla ilgili olduğu, olumlu ya da olumsuz sayılabilecek taraflarının neler olduğu ve bize en fazla soru olarak yöneltilen düzenlemelerden kısaca bahsedeceğiz.
İNFAZ SÜRELERİ YENİDEN BELİRLENDİ
- Koşullu salıverilme oranı 2/3’ten yarıya, mükerrirler ve örgütlü suçlar bakımından infaz oranı 3/4’ten 2/3’e indirildi.
- Uyuşturucu ticareti ve cinsel istismar suçlarıyla, terör suçlarının 3/4 olan koşullu salıverilme oranları aynen muhafaza edildi. Bu suçların çocuklar tarafından işlenmesi halinde 2/3 olan koşullu salıverilme oranı değişmedi.
DENETİMLİ SERBESTLİK SÜRESİ
- Denetimli serbestlik tedbirinden faydalanılabilmesi için; hükümlünün koşullu salıverilmesine 1 yıl veya daha az süre kalması, iyi halli olması ve açık cezaevinde bulunması veya açık cezaevine ayrılma hakkını kazanması gerekecektir. Bu denetimli serbestlik ile ilgili kalıcı bir düzenlemedir.
- Birde denetimli serbestlik ile ilgili geçici düzenleme mevcuttur. Şöyle ki; 30.03.2020 tarihine kadar (bu tarih dahil) işlenen suçlarda, denetimli serbestlik süresi 3 yıl olmuştur. Geçici düzenlemede öngörülen 3 yıllık denetimli serbestlikten; Kasten öldürme, Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları,Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (TCK m.87/2-d),İşkence suçu (madde 94 ve 95), Eziyet suçu (madde 96),Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138),Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188), TCK’nın İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan Millete ve Devlete karşı suçlar,3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardanMahkum olanlar faydalanamayacaktır.
İYİ HALİN BELİRLENMESİ
- Hükümlüler, ceza infaz kurumlarında bulunduğu tüm aşamalarda, kurallara uyumları, yükümlülüklerini yerine getirmeleri, toplumla bütünleşmeye hazır olmaları, tekrar suç işleme riskleri bakımından İdare ve Gözlem Kurulu tarafından iyi halin belirlenmesine esas olmak üzere en geç 6 ayda bir değerlendirmeye tabi tutulacak.
AÇIK CEZA İNFAZ KURUMUNA GEÇME
Kanuna göre, aşağıdaki hallerde hükümlüler hakkında verilen cezalar doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir.
- Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar ile ikinci defa mükerrir olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere, kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olanlar.
- Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum olanlar. Adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler. İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlar.
- Hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına, yapılan değerlendirme sonucunda karar verilecek.
UZMANLAŞMIŞ İNFAZ HAKİMLERİ
- Cezaların infazı ile ilgili hususlarda karar vermek üzere, müstakil İnfaz Hakimlikleri kurulacaktır.
- İnfaz Hakimliği kurumunun kapasitesi güçlendirilerek uzmanlaşmaları sağlanacak ve infaza ilişkin tüm kararlar bu hakimlikler tarafından verilecek.
- Cumhuriyet savcısının infaza ilişkin verdiği kararlara karşı İnfaz Hakimliği’ne şikayet başvurusunda bulunulabilmesine imkan tanınacak.
- İnfaz Hakimlikleri’nin vereceği kararlara yapılan itirazları ise, Ağır Ceza mahkemesi inceleyecektir.
- İnfaz Hakimlerine verilen yeni görevlere ilişkin hükümler, 1 Eylül 2020’dan itibaren uygulanmaya başlanacak. Bu tarihe kadar ceza mahkemelerinin mevcut görev ve yetkileri aynen devam edecek.
SUÇLARLA ETKİN MÜCADELE
- Bazı suçlarla daha etkin mücadele edilebilmesi amacıyla cezaları artırılacak.
- Bu kapsamda Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçunun nitelikli halleri arasına “canavarca hisle” ibaresi getirilmiş ve bu nitelikli halin cezası diğerlerinden farklı olarak yarı oranında değil bir katolarak düzenlenmiştir. Kasten yaralama suçunun, üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanılarak silahla işlenmesi halinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılırken, canavarca hisle işlenmesi halinde bir kat oranında yükseltilecek.
- Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse yukarıdaki hallerde 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası verilecek.
- Hakkında mahkumiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf ve temyiz kanunu yoluna başvurulmuş olanların adli kontrol tedbirlerine uymamaları halinde, hükmü veren ilk derece mahkemesi tarafından da UYAP kayıtları üzerinden durumlarının değerlendirilebileceği ve tutuklama kararı verilebileceği veya yakalama emri düzenlenebileceği hüküm altına alınmıştır.
- Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek ve üye olmak ile tefecilik suçlarının cezaları artırılacak.
- Kaçakçılık suçlarında malın değerinin azlığı indirim nedeni sayılacak
- Yurt dışına çıkış yasağı gibi adli kontrole ilişkin bazı tedbirlerin takibine ilişkin şekli görevler, denetimli serbestlik müdürlüğünün görevleri arasından çıkarılacak.
- Kaçakçılık suçlarında malın değerinin azlığı indirim nedeni kabul edilecek ve kovuşturma evresi için de etkin pişmanlık imkanı getirilecek.
- Kaçakçılık suçlarında malın değerinin “hafif” veya “pek hafif” olması halinde cezadan oransal indirim yapılacak.
- Kovuşturma evresi için de etkin pişmanlık getirilerek kaçakçılık konusu malın değerinin iki katı parayı devlet hazinesine ödediği takdirde cezada belli bir oranda indirim yapılması sağlanacak.
Yeni infaz düzenlemesine ilişkin olarak yöneltilen en fazla eleştiri, ifade ve basın özgürlüğünden kaynaklanan suçların “af ve indirim kapsamı dışında” bırakılmış olması noktasındadır. Nitekim bizce de mevcut düzenleme bu konuda eksiktir. Diğer yandan bazı suç tiplerine ilişkin olarak cezaların arttırılması caydırıcılık ve suçu önleme noktasından etkili olacağından, düzenlemenin olumlu yanları arasında sayılabilir. Ancak, özel hayata karşı suçların kapsam dışı bırakılması da bizce isabetli olmamıştır. Çünkü, gerek bu suçların niteliği gerekse de kanunda bu suçlar için öngörülen hapis cezalarının miktarları düşünüldüğünde, düzenleme dışında tutulacak ağırlıkta ve nitelikte olmadığı görülecektir. Nitekim, daha ağır suçların düzenleme kapsamına alındığı düşünüldüğünde, “özel hayata ve hayatın gizlilik alanına “ karşı suçlarında düzenlemede yer alması gerektiğini düşünmekteyiz. Diğer yandan bu kanunun en önemli özelliklerinden biri olarak lanse edilen “cezasızlık” algısını ortadan kaldıracağına ve “otomatik iyi halli sayılmayı” önleyeceğine yönelik beklentileri de kanaatimizce karşılamamıştır.
“Tutuklama” tedbirinin uygulanması noktasında daha ağır şartlar belirlenmesi ile ilgili hiçbir düzenlemeye yer verilmemesi de kanaatimizce büyük bir eksikliktir. Nitekim, “tutuklama koruma tedbirinin” amacı dışına çıkılarak, sıklıkla ve adeta keyfiyetle başvurulan bir yöntem haline geldiğine ne yazık ki oldukça fazla şahit olmaktayız. O nedenle bu konunun da düzenleme içerisinde yer alması gerektiğini evleviyetle düşünmekteyiz.
Sonuç olarak, yeni düzenleme ile özellikle cezaevi doluluk oranlarının azalacağı ve bu sayede cezaevi koşullarının daha elverişli hale geleceği yadsınamaz bir gerçektedir. Keza bazı suçlara ilişkin etkin mücadele edileceğinin vurgulanması ve ceza miktarlarının caydırıcı seviye getirilmesi, suçların önlenmesine hizmet edecektir.
Av. Günce KURTDERE
YORUMLAR