Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Av. Ayşe BAŞAK

Tebligat Kanunu’na Göre Hükmi Şahıslara Tebligat Nasıl Yapılır?

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nu gerçek kişilere tebligatın nasıl yapılacağını düzenlediği gibi hükmi şahıslara yani şirket, cemiyet gibi birlik teşkil eden müesseslere de tebligatın nasıl ve ne şekilde yapılacağını düzenlemiştir. Kanuna göre hükmi şahıslara tebliğ; salahiyetli mümessilerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılmakla geçerli olmaklabirlikte; eğer ihtilaf bir ticarethanenin muamelesinden doğuyorsa bu halde tebliğ, ticari muamelesine yapılsa dahi geçerlidir.

Hükmi şahışlar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmasa veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir durumda bulursa, tebligat iş yerinde bulunan memur veya çalışanına da yapılabilir. Bu halde tebligat yapılmış sayılır.

Kısaca hükmi şahıslara tebligatın kimlere yapılması halinde geçerli olduğunu açıklamakla birlikte yasal sürelerin başlangıcında asıl tartışma konusu olan Tebligat Kanunu’nun 21. Maddesini bu yazımızda açıklamaya çalışacağız.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21.maddesi 3 fıkra halinde olup şu şekildedir:

Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

 -Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

 – Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.

 Kanunun 21/2. Maddesinin uygulanabilmesi için gerçek kişilerin adrese dayalı kayıt sistemlerinetebligatın gönderilmesi gerekmektedir. Tebligatın iade gelmesi üzerine, kişiye ikinci kez aynı adresine tebligat çıkarılır ve bu halde kişi oadreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa da, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve ihbarnameyi de kişinin adresinde bulunan binanın kapısına yapıştırır. Bu halde tebliğ tarihi, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir ve süre de bu aşamadan sonra işlemeye başlar.

Kanunun 21/1. Maddesinin uygulanabilmesi için ise tebligatın yalnızca bir kez gönderilmesi yeterli olup, tebliğ yapılacak kimse gösterilen o yerde bulunmasa dahi tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve ihbarnameyi de kişinin adresinde bulunan binanın kapısına yapıştırır. Ancak bu fıkra, yalnızca hükmi şahıslar için geçerli olup, o yer adresi hükmi şahsın ticaret sicilindeki adresi ise, tebliğin yapılabilmesi için tebliğ memurunun şahsın adresinin; adrese dayalı kayıt sisteminde gösterilen adres olup olmadığını araştırma yükümlülüğü yoktur. Bu madde yine aynı Kanunu’nun 35.maddesinin 4. Fıkrası ile de şu şekilde desteklenmiştir:”Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.”

Bu şekilde bir hükmi şahsa, yani bir şirkete, cemiyete Kanunu’n 21/2. Maddesine göre tebligat yapılması gerekli olmayıp, 21/1’e göre yapılan tebligat ile hükmi şahıs için süre işlemeye başlar.

Yargıtay 12.Hukuk Dairesi, 2016/ 8838 E. 2017/1051 K.  Sayılı kararı ile Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesinin hükmi şahıslar için gerekli olmadığını şu şekilde açıklamıştır:

“…Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. Adrese dayalı kayıt sistemi ise gerçek kişiler yönünden olup, tüzel kişiler hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesinin uygulanması mümkün değildir. Zira tüzel kişiler adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31.maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz…”

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER