İzmir’de düzenlenen Denetimli Serbestlik 20. Yıl Bölge Toplantıları, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen önemli bir panel ile devam etti. “Medyada Denetimli Serbestlik Algısı” başlıklı panel yoğun katılım ile başladı.
Panelde Önemli İsimler Bir Araya Geldi
İzmir’deki toplantıya, alanında uzman isimler katıldı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Mücaid Eker, Fevzi Çakır, Dr. Nedim Havle, Coşkun Başbuğ ve Belma Şahaner, denetimli serbestlik ve medyadaki algı üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.
GENEL MÜDÜR: “ÖNEMLİ ADIMLAR ATILACAK”
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım panelde; “Alanlarında uzman misafirlerimizle birlikte, medyada denetimli serbestliğin algısı üzerine bir panel gerçekleştireceğiz. Voltaire’in ‘Adalet, adil olduğu kadar adil gözükmek zorundadır’ şeklindeki sözü, bu konunun önemini çok güzel özetliyor. Bir meselenin ne olduğu kadar, nasıl göründüğü de kamuoyunda büyük önem taşır. Son 20 yılda denetimli serbestlik hizmetleri çerçevesinde çok kıymetli çalışmalar yapılmıştır. Ancak bu çalışmaların ve sistemin sağladığı faydaların, sahada uzmanlarımız tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin kamuoyunda nasıl algılandığı, en az bu faaliyetler kadar önemli bir konudur. Bu panelde, alanında uzman panelistlerimizin değerli görüşlerini alarak, bu alandaki eksikliklerimizi görmek ve geliştirmek adına önemli bir adım atmayı hedefliyoruz.” ifadelini kullandı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan’dan Değerlendirmeler
Panelin açılış konuşmasını, Üsküdar Üniversitesi Kurucu ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan yaptı. Tarhan, denetimli serbestlik hizmetlerinin son 20 yılda büyük bir bilgi birikimi ve deneyim kazandığını belirterek, bu hizmetlerin güçlü ve zayıf yönlerinin dikkatlice değerlendirilmesinin önemini vurguladı. Ayrıca, İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ile yapılan iş birliği kapsamında madde bağımlılarına yönelik gerçekleştirilen başarılı çalışmaları katılımcılarla paylaştı.
Mücaid Eker: ‘Toplum Yeterince Anlamıyor’
TRT Haber Koordinatörü Mücaid Eker, denetimli serbestlik hizmetlerinin toplum tarafından yeterince anlaşılmadığını ve bunun, cezasızlık algısına yol açtığını ifade etti. Yükümlülerin topluma yeniden kazandırılması sürecinin kamuoyuna daha etkili bir şekilde aktarılması gerektiğini belirten Eker, bu konuda medyanın daha fazla sorumluluk taşıması gerektiğini söyledi. Eker, denetimli serbestlik müessesesinin sadece bir “imza atma” işlemi olmadığını, aksine topluma kazandırma çalışmalarının önemli bir parçası olduğunu vurguladı.
Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi, gazeteci-yazar Fevki Çakır, “Medya aslında toplumun algısını inşa eder.” diyerek, medyada denetimli serbestlik hizmetlerine ilişkin yapılan olumsuz haberlerin, gerçeklerin üstünü örttüğünü ifade etti. Ceza infaz kurumlarındaki atölyeler ile denetimli serbestlik tedbiri kapsamında iş yeri açan yükümlüler hakkında haberler yaptığını belirten Çakır, bu tür olumlu içeriklerin toplumda yeterince karşılık bulmadığını söyledi. Olumlu faaliyetlerin medyada yeterince yer almamasının, olumsuz haberlerin daha görünür olmasına yol açtığını vurgulayan Çakır, bu dengenin değişmesi ve olumlu örneklere daha fazla yer verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Nedim Havle, yaptığı sunumda kamuoyunda denetimli serbestliğin karmaşık bir konu olarak değerlendirildiğini ifade etti. Medyada, denetimli serbestliğin çoğunlukla riskli ve tehlikeli bir çerçevede ele alındığını belirten Havle, kamuoyunun psikolojik olarak az sayıdaki olumsuz örnekleri, olumlu örneklere kıyasla daha fazla önemsediğine dikkat çekti. Denetimli serbestliğin kamuoyuna doğru şekilde aktarılabilmesi için medyada kullanılan dilin daha pozitif olması gerektiğini vurgulayan Havle, bu süreçte medyanın rolünün son derece önemli olduğunu belirterek sunumunu tamamladı.
Emekli Albay Coşkun Başbuğ, medyada oluşan olumsuz yargının kırılabilmesi için medyaya önemli görevler düştüğünü ifade etti. Denetimli serbestliğin, ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutuklu sayılarındaki artış nedeniyle toplumda bir tür af olarak algılandığını belirten Başbuğ, bu algının kamu spotları gibi etkili medya araçlarıyla düzeltilebileceğini vurguladı.
Panelin son konuşmacısı olan gazeteci Belma Şahaner ise yaşadığı bir olayı paylaştı. Sürekli alışveriş yaptığı pastanenin sahibinin denetimli serbestlikten faydalanarak iş sahibi olduğunu ve kendisine “Devlet bana babalık yaptı” dediğini aktardı. Bu ifadenin denetimli serbestliğin özünü en iyi anlatan söz olduğunu dile getiren Şahiner, bu tür örneklerin tanıtımında medyanın en güçlü araç olduğunu belirtti.
Panel, medyanın denetimli serbestlik uygulamalarına yaklaşımının toplumsal algı üzerindeki etkisinin altını çizerken, uzman görüşleriyle mevcut sorunlara ışık tutuldu. Katılımcıların önerileri, denetimli serbestlik hizmetlerinin kamuoyunda daha doğru ve etkili şekilde temsil edilmesi adına önemli bir farkındalık oluşturdu. Panel sonunda, medya ve yargı kurumları arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiği yönünde ortak bir görüş ortaya konuldu.